Yoldaşımız Deniz Poyraz’ın HDP İzmir İl binasında katledilmesinin üzerinden geçen 30 ay içinde katliamın arkasındaki güçlere ulaşılmasının önüne geçildi. Katliamın aydınlatılması fiili olarak engellenmiş oldu. Katliamın arkasındaki güçler açığa çıkarılmadan dava bir oldu bitti süreciyle tamamlanmak isteniyor. Bu konuyla ilgili DEM Parti tarafından verilen Araştırma Önergesi üzerinde 5 Aralık 2023 tarihinde Meclis genel Kurulunda partim adına yaptığım konuşma aşağıdadır.
Sayın Başkan,
Değerli milletvekilleri.
Yaklaşık 30 ay önce İzmir’de planlı, organize şekilde işlenen Deniz Poyraz cinayetinin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması için verdiğimiz Araştırma Önergesi hakkında grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Cinayetin faili katil Onur Gencer, 17 Haziran 2021’de İzmir’in Konak ilçesindeki HDP merkezini ateşe verip kurşun yağdırmış, Deniz Poyraz adlı arkadaşımızı da vahşice katletmişti.
Türkiye yargı pratiğinde görülmemiş biçimde dava süreci çok kısa zaman içinde aceleyle tamamlandı. Cinayetin destekçileri, bu katliamın arkasındaki güçler, azmettiriciler, özenle dava sürecinin dışında tutuldu.
İstinafa giden davayı karara bağlayan hâkim bu davaya yeni atanmıştı. Dosya hakkında yeterli bilgisinin olması mümkün değildi. Bu hâkim de, cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması konusunda hiçbir şey yapmadı. Bu davada yeni olmasına ve araya adli tatil de girmesine karşın sadece bir ay içinde davayı istinafta karara bağladı.
Değerli milletvekilleri,
Deniz Poyraz cinayeti, toplumsal hayatımızda önemi olan diğer siyasal cinayetler gibi kapatılmak ve üstü örtülmek istenen bir cinayettir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu mevcut yetki ve imkânlarını maddi gerçekliğin ortaya çıkarılmasın sağlamak için kullanmadı. Soruşturmayı katil Onur Gencer ve olay günü ile sınırlı tutmak için delillerin toplanmasını engelledi. Deliller karartıldı. İzmir Terörle Mücadele Şubesi bu siyasi cinayetin soruşturmasını 18 saatte bitirmiştir. Bu aşama iyi incelenirse tetikçinin arkasındaki güçlerin kimler olduğu bilgisinin aslında İzmir Emniyet Müdürlüğü tarafından öğrenildiği ancak ortaya çıkmaması için delillerin karartıldığı görülecektir.
Dava süreci boyunca mahkeme de katilin arkasındaki güçleri açığa çıkarmak için hiçbir çabanın içinde olmadı. Her siyasal cinayette olduğu gibi gölgedeki asıl failler ortaya çıkarılmadı. Sonuçta Onur Gencer adlı tetikçinin bütün bu işleri tek başına yapmış olduğu ileri sürülerek dava süreci istinafta noktalandı.
Oysa katilin yalnız hareket etmediğini çok net anlaşılıyor. Ama mahkemeler bunu nedense anlamamış görünmek için ısrarcı oluyorlar.
Değerli milletvekilleri, size hatırlatırım,
HDP İzmir İl binamız, ülkedeki diğer bütün binalarımız gibi 24 saat kesintisiz olarak polis gözetimindedir.
İl binamıza parti yöneticilerimiz bile girip çıkarken hep bir kontrole tabi tutulur.
Tetikçi, bu katliama girişmeden önce bölgede tam 115 defa keşif yapmıştı. Bu süre içinde İzmir İl Emniyet Müdürlüğünü 27 kez telefonla aramış.
Katil Onur Gencer yakalandıktan sonra aslında en az 30 kişiyi katletmek üzere plan yaptığını söylemişti. O gün İl binamızda benim de katılacağım o toplantı ertelenmeseydi, muhtemelen planladığı bu katliamı başarmış olacaktı. Demek ki ona bilgi aktaranlar toplantımızın ertelendiği bilgisini zamanında iletememişler.
Tetikçinin, bütün bunları yaparken, polisin dikkatini hiç çekmemiş olması mümkün değil.
Onur Gencer’in profili aslında çok dikkat çekicidir: Tetikçi, Suriye’nin Minbiç kentindeki silahlı gruplarla birlikte çatışmalara katılmış biridir. Eli silahlı boy boy fotoğraflarını sosyal medyasında yayınlamaktan zerre kadar çekinmemiştir. Türkiye’nin desteklediği cihatçı gruplarla ilişki içerisinde olduğu açıktır. HTS kayıtlarından bu kişinin Ülkü Ocakları ile sıkı bir teması olduğu anlaşılmaktadır. Böyle birinin HDP binası çevresinde 115 kez keşif yapması yine de polisin nedense hiç dikkatini çekmemiş.
Sayın milletvekilleri,
Katliamdan sonra bu katile “görevini yerine getiren vatansever” muamelesi yapıldı. Hem katile içeride 40 dakika boyunca müdahale edilmedi hem de müdahaleden sonra el bebek gül bebek ağırlandı. Gözlerimizin önünde “ismin nedir abicim” denilerek götürüldü. Savcılık tarafından bir soruşturma yapılmadı, ilişkileri değerlendirilmedi. Aceleyle hazırlanan bir iddianameyle dava açıldı. Ve dava da aynı hızla sonuçlandırıldı.
Değerli milletvekilleri, şimdi bu dava şimdi Yargıtay aşamasında.
Bu katliamın (öncesi ve sonrasıyla birlikte) detaylı bir şekilde incelenmesi, sorumluların adalet önüne çıkarılması ve adil bir yargılama sürecinin sağlanması gerekiyor. Parlamento, bu tür vakalarda yargının tarafsızlığı ve etkinliği konusunda gerekli adımları atmalıdır. Hukuki mekanizmaların işleyişi gözden geçirilmeli ve adaletin tesis edilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Gelin bu ülkenin yargı ayıplarına bir yenisinin eklenmesine engel olalım. Bu davanın gereği gibi yürütülmesi ve katliamın arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması için duyarlık gösterelim.
Benzerlerinde de gördük ki bu davalar siyasidir. Bu davlar planlıdır. Hepimiz biliyoruz ki katilin arkasında devlet içinde odaklanmış karanlık güçler zinciri vardır.
Hrant Dink cinayetinde, Uğur Mumcu cinayetinde ve diğer siyasal cinayetlerde olduğu gibi bu davanın bir sis içinde kalmasına izin vermeyelim.
Gelin bu karanlık güçleri açığa çıkarmak için çaba harcayalım. Unutmayın ki bu güçler, bugün bize yaptıklarını, yarın sizlerden birilerine de yaparlar.
Cinayetin ardındaki karanlığın aydınlatılması, tüm sorumluların yargı önüne çıkarılması, hukuki ve adil bir yargılama yapılmasının sağlanması parlamentonun sorumluluğundadır.
Bu nedenle meclisi göreve çağırıyoruz.
Partim ve kendi adıma meclisi saygıyla selamlıyorum
Bir yanıt bırakın