TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki soruların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat KURUM tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
İbrahim AKIN
İzmir Milletvekili
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve on binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan depremlerin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, adaletin tesisi ve sorumluların tamamının yargı önüne çıkarılması konusunda ciddi eksiklikler devam etmektedir. Bu davalardan biri de Hatay’da yıkılan Özyurt Apartmanı’nda annesi Havva Özyurt’u kaybeden Kübra Özyurt’un hukuk mücadelesidir.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 2025/1857 numaralı iddianame ve dosyaya sunulan 11 Kasım 2024 tarihli bilirkişi raporu, Özyurt Apartmanı’nın yıkılmasındaki ihmaller zincirini açıkça ortaya koymaktadır. Bilirkişi raporu, yapının “karot almaya elverişli betonarme eleman bulunmayacak kadar niteliksiz yapı malzemesi ile imal edildiğini” tespit etmiştir. Raporda, binanın müteahhidi ve sürveyanı olan Şakir Tahiroğlu ile fenni sorumlu Süreyya Emir’in yanı sıra, binanın inşa edildiği 1984-1985 yılları arasında görev yapan ilgili belediye yetkililerinin de “ASLİ KUSURLU” olduğu açıkça belirtilmiştir. Raporda, denetim görevini yerine getirmeyen “ilgili belediye İnşaat Kontrol Amirliği yetkililerinin, İnşaat Kontrol Amirliğinin bağlı olduğu müdürlük yetililerinin, bahse konu müdürlüğün bağlı olduğu belediye başkan yardımcısının ve belediyenin en üst amiri olan belediye başkanın ASLİ KUSURLU olduğu” mütalaa edilmiştir.
Bu tespitlere rağmen, Hatay 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 30 Eylül 2025 tarihinde ikinci duruşması görülecek olan davada sadece müteahhit yargılanmaktadır. İddianamede, asli kusurlu bulunan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma dosyasının 4483 sayılı Kanun gereğince “izin” talep edilmesi amacıyla 2025/8645 numarası ile tefrik edildiği (ayrıldığı) belirtilmektedir. Depremde sevdiklerini yitiren ailelerin adalet arayışı, yargılamaların sadece müteahhitlerle sınırlı kalması ve kamu görevlilerini koruyan bürokratik engeller nedeniyle akamete uğrama tehlikesiyle karşı karşıyadır. Adaletin eksiksiz tecellisi, tüm sorumluların hesap vermesiyle mümkündür.
Bu bağlamda;
- Bakanlığınızın, Özyurt Apartmanı’nın yıkılmasında kusurlu bulunan kamu görevlileri hakkında yürüttüğü veya takip ettiği soruşturma süreçleri hangi aşamadadır? Kamu görevlilerinin yargılanmasına yönelik izin talepleri ne zaman sonuçlanacaktır?
- Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, binanın yapımında “karot almaya elverişli betonarme eleman bulunmayacak kadar niteliksiz yapı malzemesi” kullanıldığı ve bu durumun yıkımın ana nedeni olduğu tespit edilmiştir. Bu niteliksiz malzemenin kullanımını denetlemeyen kamu görevlilerinin kusuru, müteahhit kusuru kadar açıkken, bu süreç neden gecikmektedir?
- Özyurt Apartmanı’na 1984 ve 1985 yıllarında verilen yapı ve tadilat ruhsatları ile yapı kullanma izin belgelerinin dönemin mevzuatına uygunluğu denetlenmiş midir? Eğer mevzuata uygunluk denetimi yapıldıysa, bu denetimlere rağmen niteliksiz malzeme kullanımının gözden kaçmasının nedeni nedir? Bu denetimi gerçekleştirenler hakkında herhangi bir idari işlem başlatılmış mıdır?
- Depremlerde yıkılan ve can kaybına yol açan diğer binaların yapımında kusuru bulunan kamu görevlilerine yönelik benzer soruşturmaların durumu nedir? Adaletin hızlı ve eksiksiz bir şekilde tecellisi için Bakanlığınız ne gibi adımlar atmayı planlamaktadır?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki soruların Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
İbrahim AKIN
İzmir Milletvekili
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve on binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan depremlerin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, adaletin tesisi ve sorumluların tamamının yargı önüne çıkarılması konusunda ciddi eksiklikler devam etmektedir. Bu davalardan biri de Antakya, Hatay’da yıkılan Özyurt Apartmanı’nda annesi Havva Özyurt’u kaybeden Kübra Özyurt’un hukuk mücadelesidir.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 2025/1857 numaralı iddianame ve dosyaya sunulan 11 Kasım 2024 tarihli bilirkişi raporu, Özyurt Apartmanı’nın yıkılmasındaki ihmaller zincirini açıkça ortaya koymaktadır. Bilirkişi raporu, yapının “karot almaya elverişli betonarme eleman bulunmayacak kadar niteliksiz yapı malzemesi ile imal edildiğini” tespit etmiştir. Raporda, binanın müteahhidi ve sürveyanı olan Şakir Tahiroğlu ile fenni sorumlu Süreyya Emir’in yanı sıra, binanın inşa edildiği 1984-1985 yılları arasında görev yapan ilgili belediye yetkililerinin de “ASLİ KUSURLU” olduğu açıkça belirtilmiştir. Raporda, denetim görevini yerine getirmeyen “ilgili belediye İnşaat Kontrol Amirliği yetkililerinin, İnşaat Kontrol Amirliğinin bağlı olduğu müdürlük yetililerinin, bahse konu müdürlüğün bağlı olduğu belediye başkan yardımcısının ve belediyenin en üst amiri olan belediye başkanın ASLİ KUSURLU olduğu” mütalaa edilmiştir.
Bu tespitlere rağmen, Hatay 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 30 Eylül 2025 tarihinde ikinci duruşması görülecek olan davada sadece müteahhit yargılanmaktadır. İddianamede, asli kusurlu bulunan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma dosyasının 4483 sayılı Kanun gereğince “izin” talep edilmesi amacıyla 2025/8645 numarası ile ayrıldığı belirtilmektedir. Depremde sevdiklerini yitiren ailelerin adalet arayışı, yargılamaların sadece müteahhitlerle sınırlı kalması ve kamu görevlilerini koruyan bürokratik engeller nedeniyle akamete uğrama tehlikesiyle karşı karşıyadır. Adaletin eksiksiz tecellisi, tüm sorumluların hesap vermesiyle mümkündür.
Bu bağlamda;
- Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Özyurt Apartmanı soruşturmasında “asli kusurlu” bulduğu kamu görevlileri hakkında ayırarak 2025/8645 soruşturma numarası verdiği dosyanın akıbeti ne durumdadır? Dosya kapsamında ilgili kamu görevlileri için 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni talep edilmiş midir? Talep edildiyse, bu talebe olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmiş midir?
- 6 Şubat depremlerinden etkilenen 11 ilde, yıkılan binalarla ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarının kaçında, ruhsat ve inşaat dönemlerinde görev yapan belediye başkanı, imar müdürü, yapı kontrol amiri gibi kamu personelleri hakkında “kusurlu” veya “asli kusurlu” tespiti yapılmıştır?
- “Kusurlu” veya “asli kusurlu” olduğu tespit edilen kamu görevlilerinden kaçı hakkında 4483 sayılı Kanun kapsamında soruşturma izni istenmiştir? Bu taleplerin kaçına izin verilmiş, kaçı reddedilmiştir? İzin verilmeyen dosyalarda ret gerekçeleri nelerdir?
- Bilirkişi raporlarıyla denetim görevini yapmadığı ve niteliksiz malzeme kullanılmasına göz yumduğu açıkça tespit edilen kamu görevlilerinin yargılanmasının önündeki en büyük engellerden biri olan 4483 sayılı Kanun’un, deprem gibi kitlesel ölümlerle sonuçlanan suçlarda adaletin işleyişini yavaşlattığı ve cezasızlığa yol açtığı yönündeki eleştiriler hakkında Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
- Deprem davalarında yargılamaların sadece birkaç müteahhidin üzerine yıkılarak kamu görevlilerinin sorumluluktan muaf tutulmasının önüne geçilmesi ve gerçek adaletin sağlanması için Bakanlığınız ne gibi somut adımlar atmayı planlamaktadır?
Bir yanıt bırakın