ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASININ YARATTIĞI SORUNLARI VE BAKANLIĞIN BU KONUYA YAKLAŞIMINI MİLLİ EĞİTİM BAKANINA SORDUK

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki soruların Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

İbrahim AKIN

İzmir Milletvekili

Ders ücreti karşılığında görevlendirilen öğretmenler, eğitim sisteminin kronikleşmiş yapısal sorunları nedeniyle yıllardır güvencesiz, düşük ücretli ve sosyal haklardan yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır. Ücretli öğretmenlerin önemli bir bölümünün eğitim fakültesi mezunu ve formasyon sahibi olmasına rağmen asgari ücretin dahi altında gelir elde ettiği, sigorta primlerinin eksik yatırıldığı, nöbet ücreti, kırtasiye yardımı, aile-çocuk yardımı, mazeret izni gibi en temel haklardan mahrum bırakıldığı bilinmektedir. Bu öğretmenlerin MEBBİS sistemine dahi kaydedilmemesi, öğretmen kimlik kartı verilmeyişi, promosyon hakkından yararlandırılmamaları ve sendikal süreçlere erişimde karşılaştıkları engeller, statüsüz ve güvencesiz çalışma koşullarının kurumsallaşmış hâle geldiğini göstermektedir.

Ücretli öğretmenlik uygulaması, bugün birçok bölgede öğretmen açığının kalıcı bir çözümü olarak kullanılmakta; bu durum kadrolu istihdamın daraltılması, eğitim emekçilerinin emeğinin değersizleştirilmesi ve öğretmenler arasında derin bir eşitsizlik yaratmaktadır. Birçok yerde ücretli öğretmenlerin geçinebilmek için ikinci bir işte çalışmak zorunda kalması, ek ders ücretinin temel ücret gibi sunulması, çalışma koşullarının ağırlaşmasına rağmen özlük hakkı verilmeyişi, özel eğitim sınıflarında görev yapan ücretli öğretmenlere %25 artırımlı ek ders ücretinin uygulanmaması gibi birçok sorun varlığını sürdürmektedir.

Bu koşullar, yalnızca eğitim emekçilerinin ekonomik ve sosyal haklarını değil, eğitim hizmetinin niteliğini de olumsuz etkilemektedir. Öğretmenlerin düşük ücret, güvencesizlik ve belirsizlik içinde çalıştırılması; motivasyon, iş doyumu ve mesleki bağlılık açısından ciddi riskler doğurmakta; öğretmen devamsızlığı ve sirkülasyon oranlarını artırarak öğrencilerin eğitim hakkını da zayıflatmaktadır. Ayrıca ücretli öğretmenlerin istismar edildiği, görev tanımı dışında sorumluluklar verildiği, bazı durumlarda psikolojik baskı ve ayrımcılığa maruz kaldığı vakalar kamuoyuna yansımaktadır.

Öğretmenlik Meslek Kanunu ve uluslararası sözleşmeler, öğretmenlerin maddi ve özlük haklarının iyileştirilmesini devletin yükümlülüğü olarak tanımlarken, ücretli öğretmenlerin mevcut durumu bu yükümlülüklerle açık bir çelişki oluşturmaktadır. UNESCO-ILO Ortak Tavsiye Kararları, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 23. maddesi ve Anayasa’nın 49. ve 55. maddeleri, eşit işe eşit ücret, insana yakışır çalışma koşulları ve sosyal güvenlik hakkının güvence altına alınması gerektiğini açıkça vurgulamaktadır.

Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı’nın yıllardır kronikleşmiş bu soruna yönelik kapsamlı bir politika geliştirmemesi, ücretli öğretmenlerin çalıştıkları sürelerin kadro hakkı, KPSS puanına ek puan, sözleşme ve atama süreçleri ile ilişkilendirilmemesi, ayrıca geçmiş dönem hak kayıplarının giderilmesine yönelik herhangi bir düzenleme yapılmaması büyük bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal ve hukuki sorumluluk gereği, Bakanlığın bu güvencesiz çalışma modelini sona erdirmesi ve tüm öğretmenlerin kadrolu, güvenceli ve eşit haklara sahip şekilde istihdam edilmesini sağlayacak somut bir yol haritası oluşturması gerekmektedir.

Bu bağlamda aşağıdaki soruların yanıtlanması gerekmektedir.

  1. Bakanlığınızın kayıtlarına göre 2024-2025 eğitim-öğretim yılında ders ücreti karşılığında görevlendirilen ücretli öğretmen sayısı kaçtır? Bu öğretmenlerin il bazında dağılımı nedir?
  2. Asgari ücretin altında gelir elde eden ücretli öğretmenlerin bu görev karşılığında elde ettikleri gelirin iyileştirilmesine ilişkin yürüttüğünüz bir çalışma var mıdır? Varsa hangi aşamadadır?
  3. Ücretli öğretmenlerin sigorta primlerinin yarım yatırılması uygulamasını sonlandırmak üzere somut bir planınız bulunmakta mıdır? Bu konuda atılması planlanan adımlar nelerdir?
  4. Ücretli öğretmenler ile kadrolu öğretmenler arasındaki nöbet ücreti, kırtasiye yardımı, aile ve çocuk yardımı, mazeret izni ve hastalık izni, artırımlı ders ücreti, banka promosyonlarından yararlanılması vb gibi farklılıkların ortadan kaldırılması, için herhangi bir mevzuat değişikliği yapılacak mıdır? Yapılmayacaksa gerekçesi nedir?
  5. Ücretli öğretmenlerin çalıştıkları sürelerin KPSS puanına eklenmesi ya da kadroya geçişte değerlendirilmesi konusunda kamuoyuna yansıyan talepler hakkında Bakanlığınızın tutumu nedir? Somut bir çalışma var mıdır?
  6. Ücretli öğretmenliğin istisnai bir uygulama olmaktan çıkıp yaygın bir istihdam modeline dönüşmesine yol açan öğretmen açığı sorununun kalıcı çözümü için Bakanlığınızın orta ve uzun vadeli planı nedir?
  7. Ücretli öğretmenlerin geçmiş yıllara ilişkin hak kayıplarının (eksik prim, düşük ücret, izin hakları vb.) tazmini için herhangi bir çalışma yürütmeyi düşünüyor musunuz?

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*