TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki soruların İçişleri Bakanı Ali YERLİKAYA tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
İbrahim AKIN
İzmir Milletvekili
Basına ve sosyal medyaya yansıyan güncel haberlerde Dersim’de bir kadının fuhuşa zorlandığını, bu süreçte bazı kamu görevlilerinin adlarının geçtiğini belirterek savcılığa başvurduğu görülmektedir. Bu iddialar, yalnızca kişisel bir mağduriyet değil; kamu görevlilerinin bir suç ağıyla ilişkilendirilmesi, bu ağın ilde ne kadar yaygınlaştığı, kimler tarafından korunduğu ve neden önceden tespit edilemediği gibi kamu güvenliğini doğrudan ilgilendiren ağır soruları gündeme getirmektedir.
İddiaların en dikkat çekici unsurlarından biri, adı geçen kadının İŞKUR üzerinden bir kamu kurumuna hangi kanallar kullanılarak yerleştirildiği, bu yerleştirmenin rutin mevzuat ve denetim mekanizmalarına uygun olup olmadığıdır. İŞKUR’un Toplum Yararına Programlar veya geçici istihdam mekanizmaları aracılığıyla yönlendirdiği kişilerin, belirli kurumlarda çalıştırılmaları belirli kurallara bağlıdır. Ancak bu olayda, mağdur kadının bu mekanizmalar kullanılarak nereye ve nasıl yerleştirildiği, bu sürecin kimler tarafından yönlendirildiği, başvurunun resmi prosedürlere uygun yürütülüp yürütülmediği, kamu kurumunun bu kişiyi hangi yetkiyle ve hangi ihtiyaca binaen istihdam ettiği açıklığa kavuşturulması gereken kritik konulardır. Bu süreçte herhangi bir kamu görevlisinin nüfuz kullanıp kullanmadığı veya İŞKUR kanalının bir suç ağı tarafından araçsallaştırılıp araçsallaştırılmadığı hususu, kamu kurumlarının temiz kalması açısından önem taşımaktadır.
Ayrıca iddialarda mağdur kadının bir süre KYK Kurumuna ait Kız Yurdunda barındırıldığı yönünde bilgiler dikkat çekmektedir. Bunun hangi gerekçeyle yapıldığı, hangi idari onayla gerçekleştirildiği ve hangi yasal dayanağa oturtulduğu kamu güvenliği açısından oldukça önemlidir. KYK denetimindeki yurtlar, yasalar ve yönetmelikler gereği yalnızca ilgili yaş grubundaki kız öğrencilerin barınma hakkına yönelik hizmet veren kurumlardır. Bu yurtlara öğrenci olmayan bir bireyin yerleştirilmesi; geçici koruma, sığınma talebi veya sosyal himaye amacıyla dahi olsa, çok net bir yasal mekanizma ve kayıtlı prosedür gerektirir. Bu nedenle mağdur kadının KYK denetimindeki bir kız yurdunda barındırılmasının mevzuata uygun olup olmadığı, bu kararın kimler tarafından verildiği, yurt yönetiminin bu konuda bilgilendirilip bilgilendirilmediği, valilik ve ilgili birimlerin bu yerleştirmeden haberdar olup olmadığı detaylı biçimde araştırmayı zorunlu kılmaktadır.
Bu durum yalnızca idari açıdan değil, Kız Yurdunda kalan kız öğrencilerin güvenliği açısından da kaygı verici sonuçlar doğurmaktadır. Bir fuhuş ağına zorlandığı iddia edilen bir kişinin, dahası bazı kamu görevlileriyle bağlantılı olduğu ileri sürülen bir suç örgütünün temas alanında bulunmuş bir bireyin KYK denetimindeki bir kız yurdunda barınması; yurt ortamındaki öğrenciler açısından ciddi bir risk yaratmaktadır. Bu risk yalnızca fiziksel güvenlik açısından değil, yurda dışarıdan kimlerin girip çıktığı, hangi ilişkilerin burayı istismar etmiş olabileceği, güvenlik kameralarının ve giriş kontrollerinin nasıl işlediği, yurt müdürlüğünün bilgilendirilip bilgilendirilmediği gibi pek çok yönü içermektedir. Bu nedenle Kız Yurdunun bu süreçte nasıl kullanıldığı, Kız Yurdunun güvenlik mekanizmalarının bu durumdan nasıl etkilendiği ve yurt idaresinin hangi bilgilere sahip olduğu ayrıntılı biçimde ortaya konmalıdır.
Öte yandan Dersim, nüfusu küçük olmakla birlikte, uzun yıllardır güçlü bir güvenlik ve istihbarat altyapısına sahip bir il olarak bilinmektedir. Kolluk birimlerinin, istihbaratın ve askeri kurumların yoğun ve koordineli biçimde faaliyet gösterdiği bu kentte, organize bir suç faaliyeti olan fuhuş ağının ve hatta kamu görevlilerinin adının geçtiği iddia edilen ilişkiler zincirinin uzun süre fark edilmemesi sıradan bir ihmal olarak açıklanamaz. Bu tablo, önleyici mekanizmaların işlememesi, iç denetim zafiyeti, rapor akışındaki tıkanmalar, personel içi koruma mekanizmaları, hatta bazı birimlerde bir çeteleşme olgusunun yerleşmiş olabileceği ihtimallerini akla getirmektedir.
Nitekim iddialar yalnızca bir fuhuş ağına değil, ilde yerleşik, nüfuz ilişkileriyle güç kazanmış, belirli kamu görevlileriyle temas kurmuş olabilecek bir çeteleşme örüntüsüne işaret etmektedir. Böyle bir yapının küçük bir ilde uzun süre fark edilmemesi; ister istemez “neden müdahale edilmedi?”, “kim bu yapıyı korudu veya görmezden geldi?”, “istihbari süreçler neden sonuç üretmedi?” sorularını gündeme taşımaktadır. Çeteleşme olgusunun varlığı veya yokluğu, yalnızca bu olayın değil; geçmiş yıllarda ortaya çıkan benzer skandalların, özellikle aynı ilde 2025 yılı başında jandarma/askeri birlik içinde gündeme gelen “ahlaka aykırı ilişkiler” soruşturmasının da bütüncül biçimde değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bir yıl arayla aynı ilde, kamu görevlilerinin adının geçtiği iki farklı vakada benzer iddiaların ortaya çıkması tesadüf olarak görülemez. Bu durum daha çok yapısal, süreğen ve korunaklı bir alanın varlığını akla getirmektedir.
Ayrıca, 4 Ocak 2020’de kaldığı yurttan ayrılan, o tarihten bugüne kadar, (yaklaşık 6 yıldır) kendisinden haber alınamayan ve akıbeti bilinmeyen Gülistan Doku da bu Kız Yurdunda kalmaktaydı. Gülistan Doku’nun kaybedilmesi olayı, Dersim halkı ve özellikle genç kadınlar üzerinde derin bir güvensizlik ve çaresizlik duygusu yaratmış; devletin adalet ve güvenlik mekanizmalarına yönelik güvensizliği pekiştirmiştir. Gülistan Doku’nun akıbetinin açıklığa kavuşturulamamış olması, kamusal alanda bir cezasızlık kültürü oluşturmuş, suç işleyen veya suça karışan yapıların hesap verebilirlik kaygısı yaşamamasına neden olmuştur. Bu olay, günümüzde yaşananlarla birlikte değerlendirildiğinde Dersim’de Kız Yurdu ekseninde devam edegelen bir sorun alanının boyutuna ve sürekliliğine işaret etmektedir.
Bu nedenle olay yalnızca bireysel suç iddialarından ibaret değildir. Dersim’de güvenlik, istihbarat, idari denetim ve sosyal hizmet kurumlarının birlikte işleyişindeki muhtemel aksaklıkların açığa çıkarılması; çeteleşme ihtimalinin tüm yönleriyle incelenmesi; İŞKUR kanalıyla yapılan yönlendirmelerin hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi; Kız Yurdunun hangi gerekçeyle, kimlerin talimatıyla ve hangi hukuki dayanakla kullanıldığının açıklanması; Kız Yurdunda kalan kız öğrencilerin güvenliğinin nasıl etkilediğinin belirlenmesi ve benzer olayların tekrarını önleyecek yapısal tedbirlerin alınması zorunludur.
İÇİŞLERİ BAKANINA SORULARIM
- Dersim’de son 24 ay içinde “fuhuş ağı”, “fuhuşa zorlama”, “fuhuşa aracılık”, “örgütlü suç” veya “kamu görevlilerinin dâhil olduğu cinsel nitelikli suç” kapsamında açılan kaç soruşturma bulunmaktadır? Bu soruşturmaların adli ve idari safahatı nedir?
- Olaydan önce, İçişleri Bakanlığı’na bağlı herhangi bir istihbarat biriminin fuhuş şebekesi, organize yapı, kamu görevlisi bağlantısı veya benzeri bir konuda önceden bilgi, analiz, uyarı veya risk bildirimi yaptığı tespit edilmiş midir?
- Dersim gibi küçük fakat güvenlik ve istihbarat yoğunluğu yüksek bir ilde, bu tür bir ağın uzun süre fark edilmemesi Bakanlığınız açısından bir istihbarat ve iç denetim zafiyeti olarak değerlendirilmekte midir? Bu zafiyetin nedeni nedir?
- İlde bir çeteleşme yapısının oluşmuş olabileceğine dair emareler bulunmakta mıdır? Eğer varsa, bu yapının kimler tarafından korunduğu veya hangi nedenlerle uzun süre tespit edilemediği hakkında Bakanlığınızca yürütülen iç inceleme var mıdır?
- Kamu görevlilerinin adının geçtiği iddia edilen bu vakada hangi personel hakkında açığa alma, görevden uzaklaştırma, idari veya adli soruşturma ya da il dışı görevlendirme tedbirleri alınmıştır?
- Aynı ilde 2025 yılı başında jandarma/askeri birlik içinde yürütülen “ahlaka aykırı ilişki” ve görevi kötüye kullanma iddialarıyla mevcut olay arasında bağlantı, süreklilik, ortak aktör veya ortak zafiyet olup olmadığı Bakanlığınızca araştırılmış mıdır?
- Fail grubun veya çeteleşmenin kamu görevlilerinin nüfuzundan yararlanıp yararlanmadığı; kamu kurumlarının, İŞKUR yönlendirmesinin veya Kız Yurdunun bu ilişkilerde araçsallaştırılıp araçsallaştırılmadığına ilişkin özel bir inceleme başlatılmış mıdır?
- Önleyici istihbarat kapsamında, fuhuş şebekelerinin tespiti için kullanılan “saha taraması, sosyal çevre analizi, teknik takip, gizli soruşturmacı, finansal izleme” gibi yöntemler bu ilde neden etkili sonuç üretmemiştir?
- Bakanlığınız, Dersim ve benzer özelliklere sahip illerde organize suç ve çeteleşme ihtimaline karşı yeni bir erken uyarı–istihbarat–denetim eylem planı hazırlamakta mıdır?
ADALET BAKANINA SORULARIM:
- Savcılığa sunulan dilekçedeki iddialar kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığı ne tür bir soruşturma yürütmektedir? Delil toplama, teknik inceleme, dijital veri taraması ve tanık koruma gibi süreçler hangi aşamadadır?
- Kamu görevlilerinin adının geçtiği soruşturmalarda dosyanın tarafsız biçimde yürütülmesi için özel savcı görevlendirmesi, il dışı soruşturma birimi veya “bağımsız adli kolluk desteği” talebi yapılmış mıdır?
- Fuhuş ağı ve çeteleşme ihtimali içeren dosyalarda delil karartma riskini azaltmak için uygulanan standart adli tedbirler nelerdir? Bu vakada bu tedbirler uygulanmış mıdır?
- Geçmişte Dersim’de jandarma/askeri birlik içinde yürütülen soruşturmalar ile mevcut dosya arasında bir bağlantı olup olmadığı yönünde adli makamlarca bir değerlendirme yapılmakta mıdır?
- Mağdurun can güvenliği, yargılama sürecindeki psikolojik durumu ve ifade güvenliği açısından Bakanlığınızın sağladığı koruma mekanizmaları bu olayda işletilmiş midir?
GENÇLİK VE SPOR BAKANINA SORULARIM:
- Basına yansıyan olayda mağdur kadının KYK Kız Yurdunda barındırıldığı iddiası doğru mudur? Doğruysa bu barınma hangi tarihlerde gerçekleşmiştir?
- KYK yurtları yalnızca öğrenci statüsüne sahip kişilerin barınmasına izin vermektedir. Öğrenci olmayan bir kişinin yurda kabul edilmesi hangi hukuki istisna veya idari işleme dayandırılmıştır?
- Bu yerleştirme işleminde yurt müdürlüğü, il müdürlüğü ve Bakanlığınız hangi aşamalarda bilgilendirilmiş veya onay vermiştir?
- Yurda öğrenci olmayan bir kişinin yerleştirilmesi, öğrencilerin can güvenliği ve psikososyal iyilik hâli açısındanhangi risk analizine tabi tutulmuştur?
- Söz konusu olay sırasında yurda üçüncü kişilerin giriş–çıkışları, ziyaretçi kontrolleri ve kimlik doğrulama süreçleri hangi şekilde işletilmiştir? Bu süreçlerde zaaf tespit edilmiş midir?
- Fuhuş ağı, zorla çalıştırma veya çeteleşme iddialarıyla bağlantılı olabilecek bir kişinin yurtta kalması, yurt güvenlik prosedürlerinin kötüye kullanılmış olabileceği ihtimalini doğurmaktadır. KYK yurtlarında bu tür suiistimallerin engellenmesi için alınan idari tedbirler nelerdir?
- Dersim’deki Kız Yurdu için, yaşanan olay sonrası öğrencilerin güvenliği açısından acil inceleme, denetim, idari soruşturma süreçleri başlatılmış mıdır?
- Bakanlığınız, Dersim’deki KYK yurtlarında kamu görevlileri, yöneticiler veya dış aktörler tarafından nüfuz kullanımı veya yönlendirme iddiaları hakkında herhangi bir istihbarat veya şikâyet almış mıdır?
MİLLİ EĞİTİM BAKANINA SORULARIM:
- Olayda adı geçen Kız Yurdu, Munzur Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerin barındığı bir yurt mudur? Üniversite yönetiminin mağdurun yurda yerleştirilmesinden haberi veya onayı olmuş mudur?
- Üniversite ile KYK yurdu arasındaki koordinasyon çerçevesinde, yurda öğrenci olmayan bir kişinin yerleştirildiği iddiası doğruysa, bu karar üniversiteye ne zaman bildirilmiştir?
- Üniversite yönetimi, Kız Yurdunda kalan öğrencilerin güvenliğini etkileyen bu durum hakkında kendi içinde bir risk analizi, inceleme veya idari rapor hazırlamış mıdır?
- Olayda mağdurun üniversite öğrencileriyle veya üniversite ortamıyla temasını inceleyen herhangi bir süreç yürütülmüş müdür?
- Dersim’deki üniversite–yurt–kamu kurumu ilişkilerinin, iddia edilen fuhuş ağı veya çeteleşme yapıları tarafından araçsallaştırılmış olabileceği yönünde üniversiteye ulaşan herhangi bir ihbar var mıdır?
- Üniversitenin koruma ve güvenlik birimleri bu olayda devreye girmiş midir? Mağdura veya öğrencilere yönelik tehdit iddialarına dair üniversiteye yapılan başvuru bulunmakta mıdır?
- Üniversiteye bağlı yurtlar veya kampüs çevresinde daha önce fuhuş, zorla çalıştırma, çeteleşme veya kamu görevlisi nüfuzu ile bağlantılı olduğu iddia edilen herhangi bir olay yaşanmış mıdır?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANINA SORULARIM:
- Fuhuş ağına zorlandığı iddia edilen mağdur kadının Kız Yurdunda barındırılması iddiası doğru mudur? Doğruysa bu barınma işlemi hangi gerekçeyle, hangi idari onayla ve hangi hukuki dayanakla gerçekleştirilmiştir?
- Kız Yurtları yalnızca öğrenci barındıran kurumlardır. Öğrenci olmayan bir kişinin yurtlara yerleştirilmesi, “geçici koruma, acil sosyal hizmet müdahalesi, şiddetten korunma” gibi mevzuat istisnalarından hangisine dayandırılmıştır?
- Bu barınma işlemi yurt yönetimine hangi aşamada bildirilmiştir? Yurt müdürlüğünün, il müdürlüğünün ve valiliğin bu işlemden bilgisi var mıdır?
- Kız Yurdunda kalan kız öğrencilerin güvenliği açısından oluşturulan riskin değerlendirilmesi için Bakanlığınızca özel bir inceleme başlatılmış mıdır?
- Bakanlığınız ile İçişleri Bakanlığı arasında mağdurların korunması, sığınma, gizlilik, geçici barınma ve sosyal destek sağlanmasına yönelik koordinasyon hangi mekanizmalar üzerinden yürütülmektedir? Bu vaka özelinde hangi adımlar atılmıştır?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANINA SORULARIM:
- Mağdur kadının İŞKUR üzerinden hangi program veya mekanizma kullanılarak istihdam edildiği nedir? Toplum Yararına Programlar (TYP), geçici kamu hizmeti, özel bir proje veya işbaşı eğitim programı mıdır?
- Bu yerleştirme, ilgili mevzuat (İŞKUR Kanunu, TYP Yönetmeliği, İşbaşı Eğitim Programı Yönetmeliği vb.) açısından usulüne uygun mudur? Hangi kriterlerle söz konusu kuruma yönlendirilmiştir?
- İŞKUR’un yönlendirdiği kişilerin çalıştırılacağı kurumlar denetlenirken, bu olayda ilgili kurumun personel talebi, ihtiyacı ve onay süreçleri hangi aşamada kontrol edilmiştir?
- Mağdurun Kız Yurdunda barındırıldığı iddiası göz önüne alındığında, İŞKUR’un yönlendirdiği bir kişinin kamu kurumundaki görevi ile barındırıldığı yer arasında mevzuata aykırılık olup olmadığı incelemeye alınmış mıdır?
- Çalışma ortamında kamu görevlilerinin nüfuz kullanması, bir istismar ağına karışması veya İŞKUR yönlendirmesinin araçsallaştırılması ihtimaline karşı Bakanlığınızın yürüttüğü soruşturma/inceleme var mıdır?
Bir yanıt bırakın